Güncelleme 2 Haziran 2024, 11:53
Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu tarafından “Kent Hakkı, Kente Karşı İşlenen Suçlar” konulu panel düzenlendi. Panelde, çarpık yapılaşma ve kirli yatırımların neden olduğu kent suçları ele alındı.
Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Av. Derya Demir’in moderatörlüğünde, Şehir Plancısı/Mersin Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı Uğur İnce ve Çevre Hukuk Ağı Dr. Av. Fevzi Özlüer’in sunumuyla gerçekleşen seminere Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir, yönetim kurulu üyeleri, avukatlar, Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu, Makine Mühendisleri Odası Mersin Şube önceki dönem başkanı İbrahim Yücesoy katıldı.
ÖZDEMİR: “TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİSİ İMAR SORUNUDUR”
Panelin açılış konuşmasını yapan Baro Başkanımız Av. Gazi Özdemir, Mersin’in ve Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesinin imar sorunu olduğunu belirterek, “Bir kentin oluşturulmasında İmar Kanunu’nun ve özellikle doğal afete dayanıklı binaların yapımının çok önemli olduğunu; inşaat, mimari ve hukuki alanda alt yapının çok sağlam olması gerektiğini Kahramanmaraş merkezli depremin acı sonuçlarıyla bir kez daha görmüş ve test etmiş olduk. Semineri düzenleyen Kent ve Çevre Komisyonumuza ve bizleri bilgileriyle aydınlatan değerli hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
DEMİR: “TÜM YASALARI, TÜM HAKLARI SOKAKTA KAZANDIK”
Panelin moderatörü Mersin Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Av. Derya Demir konuşmasında, “Türk Ceza Kanunu’nda kasten çevreyi kirletme suçu dışında, çevre hakkını koruyan sadece bir madde var. Ayrıca çevre mevzuatında düzenlenmiş bir takım maddeler var. Kente karşı işlenen suçların üzerini çizmemizin sebebi şu: Yasama son noktadır. Biz insanlık tarihine baktığımızda tüm yasaları, tüm hakları sokakta kazanmışız. Toplumsal güç, toplumsal örgütlük ancak bir şeyin suç olduğuna karar verirse, en son yasama organı onu kabul etmek zorunda kalıyor. Dolayısıyla bugün hava kalitesinin düşmesi, canlı yaşamının azalması, bioçeşitliliğe dair sıkıntılarımız, yaşam alanlarımızın ciddi zarar görmesi kent suçudur. Bunların yapılmaması, Anayasa’da tanımlanan sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkının bir gereğidir. Dolayısıyla, Türk Ceza Kanunu’nda bize bire bir madde vermelerine gerek yok. Şu anda hem taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, hem Anayasamız, hem de çevre mevzuatımız bize bir yol çiziyor. Dolayısıyla bize illaki bir pusula gösterilmesine gerek yok. Biz sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının mücadelesini verdiğimiz sürece kente karşı işlenen suçlar kavramı hem Anyasa’ya, hem de Türk Ceza Kanunu’na girecektir” ifadesini kullandı.
“HAMZABEYLİ’DE TAŞ OCAĞININ KURULMASINA KARŞI ÇIKMALIYIZ”
Hamzabeyli Mahallesi’nde, Mersin Çevre Mühendisleri Odası’nın hazırladığı rapora göre yaşam alanlarına ve su kaynaklarına çok yakın taş ocağı tesisi kurulması tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirten Demir, “Kent hakkını elinden alan, kente karşı büyük suçlar içeren bu kirli projeye karşı dava açmaya hazırlanıyoruz. Mahalle halkı, muhtarlık, Mersin Barosu, Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve Toroslar Belediyesi öncülüğünde 9 Haziran’da Hamzabeyli Mahallesi’nde dayanışma kahvaltısı düzenleyeceğiz. Herkesi davet ediyoruz. Hamzabeyli’de taş ocağının kurulmasına karşı çıkmalıyız” şeklinde konuştu.