Güncelleme 11 Kasım 2024, 17:56
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, belediyelere kayyum atanması uygulamalarını “Hiçbir iktidar, iktidarının devamı için, hukuktan uzaklaşarak, yargıyı devreye sokarak bazı tedbirler alma cihetine gitmez. Bu her şeyden önce bizim demokrasimize vurulmuş bir darbedir. Millet iradesine vurulmuş bir darbedir. Her şeyi bir tarafa bırakın, sosyal barışı, kardeşliği tehdit eden en önemli unsurdur” sözleriyle yorumladı. Seçer, toplumun 2016’dan bu yana tekrarlanan filmi tekrar izlemek istemediğini belirterek “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyecek IQ derecesinde zekaya sahip değiliz. Aynı şeyle farklı sonuçlar bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi kasım ayı toplantısında Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması ve buralarda belediye meclislerinin kapatılmasına ilişkin tepkiler vardı.
CHP grubu adına söz alan Gülşah Genç Yıldırım, DEM Parti Grubu adına söz alan Özgür Çağlar kayyum atamalarını kınayan parti bildirilerini okudu.
“BURADA KONUŞMAZSAK NEREDE KONUŞACAĞIZ?”
AKP ve MHP sözcülerinin, “Bu konuların konuşulacağı yer belediye meclisi değil” şeklindeki çıkışı üzerine CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de “Bizler seçilmiş belediye başkanlarıyız, meclis üyeleriyiz. Bugün tartıştığımız konu Türkiye’nin demokrasi sorunu. Millet iradesini ortadan kaldırma, en yumuşak tabiriyle yok sayma sorununu bu mecliste değil de nerede konuşacağız?” dedi.
“TOPLUM AYNI FİLMİ İZLEMEK İSTEMİYOR”
Belediye başkanlarının, seçimlere girebilme yeterliliğini kanıtladıktan sonra aday olabildiğine değinen Seçer, “Benim burada otuyor olmam, sizlerin belediye meclisi üyesi olmanız, bu makamlar bizlere suç işleme hakkını vermez. Ama bizim karşı çıktığımız konu şu: Hiçbir iktidar da iktidarının devamı için, hukuktan uzaklaşarak, yargıyı devreye sokarak bazı tedbirler alma cihetine gitmez. Bu her şeyden önce bizim demokrasimize vurulmuş bir darbedir. Millet iradesine vurulmuş bir darbedir. Her şeyi bir tarafa bırakın, Türkiye gibi sosyolojiye sahip bir ülkede sosyal barışı, kardeşliği tehdit eden en önemli unsurdur. Bizde parlamento kürsülerinde konuşulanlara, grup toplantılarında ortaya atılan tekliflere, görüşlere inanmak istiyoruz. Türkiye bu şansı bir dönem ıskaladı. Parlamento çatısı altında değil dışarıda yürütülen ve yönetilen bir süreç akamete uğradı. Keşke o süreç akamete uğramasaydı. Eğer gerçekten samimi olarak böyle bir süreç tekrar başlayacaksa, derler ki acaba bu meselenin ortadan kalması için samimi olarak irade koyan siyasetin dışında bir el mi var Türkiye’de, Türkiye’ye elini uzatan. Bir taraftan bir araya gelelim, konuşalım, neyse sorun çözelim diyeceğiz. Ve gerçekten bunu parlamentoda en son söyleyecek bir partinin genel başkanı cesaretle söyleyecek, daha sonra bir sürü olaylarla karşılaşacağız. TUSAŞ’a yönelen saldırıyı hangimiz telin etmedik? Masum insanlara yönelen şiddeti, saldırıyı kim telin etmez? İnsan olduğunu söyleyen hangi siyasetçi lanetlemez terörü, şiddeti, kanı, gözyaşını. Hepimiz telin ediyoruz. Ancak buradan yola çıkarak da 2016’dan bu yana defaatle tekrarlanmış filmi toplum tekrar izlemek istemiyor. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyecek IQ derecesinde zekaya sahip değiliz. Aynı şeyle farklı sonuçlar bekleyemeyiz” dedi.
“BİR ARADA YAŞAMANIN ŞARTLARINI ZORLAMALIYIZ”
Esenyurt Belediyesi ile başlayan Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarıyla devam eden kayyum sürecinin hukuki gerekçelerinin de tartışmalı olduğuna değinen Seçer, “FETÖ meselesinden sonra Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İçişleri Bakanlığı mahkeme kararı olmadan kayyum atayabiliyor. Bizim şiddetle karşı çıktığımız budur. Mahkeme herkese eşit mesafededir. İktidarın mahkemesi, muhalefetin mahkemesi, doğunun mahkemesi, batının mahkemesi olmaz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim. Bugüne kadar nasıl bir arada yaşadıysak bundan sonra da bir arada yaşamanın şartlarını zorlamak zorundayız. Türkiye’yi kalkındıracaksak, saygın ülkeler arasına sokacaksak bu şekilde başarabiliriz. Benim bu konudaki görüşüm budur. Her şeyden önce milletimin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini önemiyorum” ifadelerini kullandı.